KANTO XIII
Kung yürüdü
hanedan
mabedinin yanından
sedir
korusunun içine,
ordan
nehrin aşağısına,
yanında Khieu, Tchi
ve kısık sesli Tian
ve “tanınmıyoruz” dedi Kung,
“araba yarışçısı mısın?
O zaman
tanınırsın,
“belki de yarışçılığa başlamalıyım, ya da okçuluğa?
“yoksa nutuk mu söylesem?
O zaman Tseu-Lou dedi ki, “müdafaayı düzene koyardım,”
Khieu ise şöyle dedi, “eğer efendisi olsaydım bir
yerlerin
şu halden daha iyi bir düzene koyardım orayı.”
ve Tchi dedi ki, “küçük bir dağ mabedini tercih ederdim,
kaidelere riayet
ve
ayinlere ihtimam ile,”
ve Tian dedi ki, parmakları lavtanın tellerinde
tiz sesler çınlıyor
eller terketse de telleri,
sesler duman gibi yükseldi, yaprakların altında,
bakadururken seslerin arkasından:
“eski
yüzme çukuru,
“çocuklar tomruktan atlıyor,
“yahut çalılıkta mandolin çalıyorlar.”
Kung, ayrımsız gülümsedi hepsine.
Ama Thseng-sie bilmek arzusundaydı:
“hangisi doğru cevapladı?”
dedi ki Kung “Hepsi doğru cevapladı,
“yani, kendi tabiatlarınca.”
ve doğrultup asasını Yuan Jang'a doğru Kung,
Yuan
Jang yaşça büyüktü,
çöküp yolun kenarına ilham
alıyormuş gibi yapıyordu.
Dedi ki Kung
“seni
ihtiyar budala, bırak onu,
kalk ayağa ve işe yara.”
ve Kung
dedi ki
“bir çocuğun kabiliyetlerine hürmet edin
“temiz havayı solumaya başladıktan itibaren,
“ama ellisinde bir cahile
hürmet edilmez.”
Ve “sultan etrafına topladıysa
tüm alimleri ve sanatkarları, tüm zenginliğini işe
koşmuş olur.”
ve dedi ki ve de yazdı Kung bo yapraklarına:
içinde intizam olmayan
etrafa nizam veremez
ailesi layıkınca itaat göstermez;
ve
sultanın içinde intizam yoksa
tebaasına da nizam veremez.
Ve Kung “nizam” dedi
ve “kardeşçe riayet”
“ölümden sonra hayat” a dair bir şey demedi.
Ve dedi ki
herkes
ifrada kaçabilir,
hedefi ıskalamak kolaydır,
ortada sağlam durmaktır zor olan.”
Sordular: bir adam cinayet işlerse
babası
koruyup saklamalı mıdır?
Kung dedi ki:
Saklamalıdır.
Ve kızını Kong-Tch'ang'a verdi
hapiste olduğu halde.
Yeğenini Nan-Young'a verdi
makam sahibi değilken.
Ve Kung dedi ki “Wang itidal ile yönetti,
devrinde
devlet korundu
ben bile hatırlamaktayım
müverrihlerin yazılarında boş yerler bıraktıklarını
bilmedikleri için yani,
ama o günler sanki geçti.”
Ve Kung dedi, karakter olmadan
çalamazsın o aleti
ya da gazel için uygun müziği.
Kayısı çiçekleri
doğudan batıya doğru açar,
düşmesinler diye tutmaya uğraşmıştım onları.”
1-Kung: Kung Fu-Tse
(Konfüçyüs) M.Ö. 551-479, Çinli filozof ve bilgin. Kantolar’daki etik muhteva
büyük ölçüde Kung’undur. Yani, Aristo’dan beri Batı’nın ahlaki ilkeleri Kung’un
ilkeleri ile mukayese edilip tercihe şayan sayılmıştır. Bu kantoda Pound
Pauthier’in tercümelerinden iktibaslar yapmıştır.
2-Khieu, Tchi, Tian, ve
Tseu-Lou: Kung’un talebeleri.
3-Kayısı çiçekleri: Kayısı
çiçekleri kültürel serpilme ve Konfüçyüs’ün öğretilerini sembolize eder. Bu son
mısralarda Pound Konfüçyüs’ün öğretilerinin canlılığını ve doğudan batıya
akışını ifade ediyor.