5 Eylül 2016 Pazartesi

KANTO XLVI

XLVI
Ve eğer dersen ki bu masalın anlattığı..
bir ders var, ya da Muhterem Eliot
daha tabii bir lisan bulmuş... sen ki
cehennemden
aceleyle çıkabileceğini tasavvur eden sen...
O gün Zoagli'nin üstü bulutluydu
Ve üç gün boyunca denizin üstünde kar bulutları
Kümelenmişti sıradağlar gibi.
Kar yağdı. Belki yağmur yağdı duygusuz, hatlardan bir duvar
Öyle ki görmek mümkün havanın açık kaldığı yerleri
ve yanına yağmur yağan yerleri
Veya yanına kar yağan yerleri.on yedi
Yıl üstünden bu hadisenin, on dokuz yıl, doksan yıl
üstünden bu hadisenin
Ve sersem herif diyor ki(hiç bir pantolonun uymayacağı bacaklar) 'EĞER
öyleyse, makul her hükûmet
ödeyebilir temettüyü?
Binbaşı biraz düşünüp dedi : 'E-vet, eh...
Yani vergi toplamak yerine?
'Vergi toplamak yerine.' Bu ofis?
Decennio'yu gördün mü?
?
Decennio sergisi, Il Popolo'nun yeniden yapılan ofisi,
Yani, bizimki de böyleydi, demlikle Mills elbombasını hariç tutarsak,
bankoda kalın dudaklı adam,
bir göz yarı yeşil ve diğeri kahverengi, on dokuz
Yıl üstünden bu hadisenin, SUÇU
iki YÜZyılın, 5 milyon katledilmiş
1919'a dek, ve bundan önce
Borcu Güney'in New York'a, yani bankalarına
şehrin, iki yüz milyon,
savaş, sanmıyorum (ya da nasıl söylemek istersen)

kölelik üstüne olsun?
Beş milyon katledilmiş...Max'ın bir çift eskizi,
birinde Balfour ve bir deve, ve
diğeri mAlUm sebepler yüzünden
asla yayınlanmadı, yaşlı Johnny Bull elinde mendille.
Asla yayınlanmadı...
' O'nun bir fikri yoktu.'
Diyor Orage G.B.S için diyor Orage Mr Xtertn için.
Diyor Orage Mr Wells için, ' bir fikri olmayacak
sorun şu ki sen bunu kastediyorsun, asla bir gazeteci olamayacaksın.'
19 yıl üstünden bu hadisenin, banliyö bahçesi,
'Yunanlılar!' diyor John Marmaduke ' bir kaç sanat hilesi!
'Başka ne var? Asla bir MİLLET olamazlardı!'
'İhtidama müsaade etmezdi, mühtedi olarak beni asla KABUL etmezdi,
'Dedi “biliyorum teklif etmedim sana,baban seni buraya
eğitimin için gönderdi. Biliyorum ne hissederdim.
oğlumu İngiltere'ye göndereyim ve hristiyan olarak dönsün!
ne hissederdim?” Banliyö bahçesi
Dedi Abdul Baha: “dedim ki 'haydi dinden bahsedelim'
Deve sürücüsü dedi: Devemi sağmalıyım.
Devesini sağınca dedim ki 'haydi dinden bahsedelim.'
O zaman deve sürücüsü dedi: Şimdi süt içme zamanı.
'İçmek ister misin?' Nezaketen katıldım.
Hiç deve sütü içtin mi?
Deve sütünü içemedim. Zaten hiç içemem.
Sütün hepsini içti, dedim ki: haydi dinden bahsedelim.
Sütümü içtim. Şimdi raksetmeliyim.' dedi sürücü.
Dinden bahsetmedik.” böylece Abdul Baha
İlk Abdul'ün ya da kaçıncı Baha'nın üçüncü yardımcı halifesi,
Bilge, birleştirici, din kurucusu,
bir bahçe Ubberton'da, Gubberton'da, ya da bir başka lanet
banliyöde, fakat her halükarda bir banliyö banliyöde
çay fincanı telaşesi içinde, dedi ki Mr Marmaduke:
Asla anlamayacaklar bizi. Yalan söylüyorlar. Yani şahsen
sahtekarlar, ama aşiret biraraya gelince
 aşiretin sözü tutulur, neticede daimi yanlış anlama.
İngiliz gider oraya, düzgün yaşar, sözü güvenilir,
on yıl, ona inanırlar, sonra hükumeti adına sözleşme imzalar.
“sonra, tabiatıyla, anlaşma bozulur, müslümanlar,
Barbarlar, bunu nasıl yaptığımızı asla anlamayacaklar.”
17 yıl üstünden bu hadisenin, ve biz ilk değiliz!
Dedi Paterson:
alır faiz kazancını banka, hiç
yoktan ürettiği tüm paranın.

Yarı-özel teşvik
dedi Mr RothSchild, kim bilir hangi Roth-schild
1861, '64 her neyse, “Çok az insan
anlayacak bunu. Anlayabilenler
kar etmekle meşgul olacaklar. Kamuoyu muhtemelen bunun
aleylerine olduğunu göremeyecek.”
On yedi yıl üstünden bu hadisenin; burada
Baylar, işte itiraf.
“Bunu mahkeme önüne koyabilir miyiz?
“Her hangi bir jüri bu kanıtla mahkum eder mi?
1694 anno domini, faiz asırları boyunca
kıl elbiselere, adi binalara,
Londra evlerine, temel kiralara, kokuşmuş tuğla işçiliğine,
Her hangi bir jüri mahkum eder mi onları? Kürsü Sahibi Profesörler Vakfı
Yalan yaymak ve Whig siyasetini öğretmek için kuruldu, her hangi bir
JÜRİ mahkum eder mi onları?
Macmillan komisyonu yaklaşık iki yüz kırk yıl
GECİKTİ
güç bela vardı Paterson'un dediğine
banka bunu ex nihil'den var ediyor
inkar edildi beş bin profesör tarafından, her hangi bir
Jüri mahkum eder mi onları? Bu dava, ve onunla birlikte
ilk kısmı, bir neticeye varıyor,
ilk bölümünün bu eserin, Mr Marx, Karl öngöremedi
bu neticeyi, gördün sen kafi derecede
kanıt, kanıt olduğunu bilmeden, ama abide
bak hele, bak bakabilirsen, St.Peter's'a
Bak Manchester varoşlarına, bak Brezilya kahvesine
ya da Şili nitratlarına. İlk davadır bu dava
Si requieres monumentum?
Son değil bu dava tüm dava da değil, isteğimiz bir
REVİZYON, isteğimiz aydınlanmadır karşılıklı
yürüyen bir davada, ama ilk davadır bu dava:
Banka bunu ex nihilden varediyor. Bir ihtiyacı karşılamak için,
Hic est hyper-usura. Mr Jefferson karşılaştı onunla:
hiç kimsenin tabii hakkı değildir meslek olarak borç
para vermek, borç verecek parası olanlar hariç.
Replevin, estopple, alavere dalavere, Van Buren karşılaştı onunla.
Bundan önceydi çayın limana dökülmesi, bundan önce
bulabilirdin okul kitaplarına işe yarar şeyler, konulmuş oraya
kanıt olarak DEĞİL. Konulmuş oraya aylak zihinleri çelmek için,
Cinayet, açlık ve katliam, yetmiş dört kızıl devrim
on imparatorluk göçtü bu kaygan mevzunun üstünde.
'arza ben hükmederim' dedi Antoninus, 'ama denize YASA'
kastı; Rodos yasalarına göre aldık, Denizcilik Yasası
deniz hukukçularının.
Faiz ve deniz sigortası
orada Atina'dan daha büyük bir devlet kurulmamıştı.
VERGİ istiyordu inşasına St.Peter's'in, Luther'i dikkate almadan,
1527. bundan sonra kalınlaştı sanat. Bundan sonra düştü çukura tasarım,
bundan sonra barocco, bundan sonra taş işçiliği bitti.
'Hic nefas' (hikayeci) 'commune sepulchrum.'

19 yıl bu hadisenin/ilk davanın üstünden. Koydum bir kısmını ortaya
Kanıtların. Kısım/commune sepulchrum
Aurum est commune sepulchrum. Faiz, commune sepulchrum.
Helandros kai heleptolis kai helarxe.
Hic Geryon est. Hic hyperusura.
BEŞ milyon genç işsiz
DÖRT milyon okuma yazma bilmeyen yetişkin
15milyon 'mesleki uyumsuz', yani iş bulma şansı çok az
DOKUZ milyon insan her sene önlenebilir iş kazası mağduru
Yüz bin vahşice işlenmiş suç. Amarıka brleşik dövletleri
üçüncü yılı F.Roosevelt idaresinin. İmzası F.Delano, amcası.
DAVA savcılık için. Bu bir dava, küçük bir dava
Amarıka Brleşik/dizili dövletleri'nde. a.d. 1935
İngiltere daha beter, Fransa vekilharçlar tefessühü altında.
'Mr Cummings Farley'in işine talip' yazıyor bugünkü gazetede.



1-Muhterem Eliot: Thomas Stearns E., 1888-1971, Pound'un ömür boyu dostu olan şair ve eleştirmen. 1927 yılında adanmış bir Anglo-katolik kilise adamı olduğundan “Reverend” (muhterem) diye hitap edilirdi ve Pound bu kantoyu yazdığı sıralarda din üstüne yazmaktaydı.
2-tabii lisan: Çorak Ülke'de Eliot'un lisanı hristiyanlık üzerinden primitif mit'i tasvir etmekteydi. Poun bu lisana Avrupa'nın Eleusis mitlerini aşılamaya uğraştı.
3-cehennem: Pound cehennemi tamahın,Geryon'un mevkii olarak gördüğünden ve faizi Batı medeniyetinin ana kavgası olarak telakki ettiğinden bunun kolaylıkla alaşağı edilebileceğini düşünmemektedir: “ye'sten ikrah...ingiliz ve amerikan finansını kontrol eden şenaatin içinde günümüze kadar geldi ve basım işini banka dalaveresiyle güvence altına alınmış bir gübreye, çöpe, adi bir lekeye dönüştürdü. Yeni bir Paideuma için ilk adım parasal sistemi temizlemeyi hastalıklı irade veya miskin ataleti sebebiyle engelleyen her rahip ya da psikoposun bertaraf edilmesidir. Bu zihniyetlerin içsel pisliğini aşacak hiçbir ortaçağ cehennem tasviri yoktur.
4-Zoagli: Rapallo güneyinde İtalyan şehri.
5-On yedi..on dokuz..doksan: 1918 ya da 16'da Binbaşı Douglas ile ekonomi üzerine tartışmalarının başına atıf.
6-sersem herif: Pound muhtemelen Binbaşı Douglas'la müzakere ederkenki haline atfen söylüyor.
7-Binbaşı: C.H.Douglas, Sosyal kredi iktisatçısı.Sosyal kredi pazarlanan mal ve hizmetler için satın alma gücünü eşitleyen bir milli temettü öneriyordu.
8-Decennio: 1932'deki İtalyan faşizminin onuncu yıl kutlamaları.
9-Il Popolo: Mussolini'nin 1914'te kurduğu Popolo d'Italia gazetesi.
10-Mills el bombası: İngiltere ve müttefiklerinin 1. Dünya Savaşı'nda kullandıkları William Mills tarafından icad edilen elbombası.
11-demlik: muğlak olmakla birlikte Binbaşı Douglas ile sohbetlerinde orada bulunan bir masa üstünde demlik ve el bombası yanyana olabilir.
12-beş milyon: Birinci Cihan Harbi resmi kayıpların sayısı.
13-Borcu...New York'a: İç savaşın başında güney eyaletlerinin sadece New York bankalarına borcu $200,000,000 idi, dolayısıyla savaş bunun içindi.
14-Max: Victoria, Edward ve George dönemlerini karikatürize eden Max Beerbohm'un çizimleri.
15-Balfour: Arthur James Balfour,1848-1930, İngiliz hariciye Nazırı ve devlet adamı, Filistin'de İsrail'in kurulmasını destekleyen Balfour deklerasyonunun yazarı.
16-Johnny Bull: Büyük Britanya için söylenen bir lakap.
17-Orage: Alfred Richard Orage, 1873-1934, The New Age dergisinin editörü İngiliz gazeteci.
18-G.B.S.: George Bernard Shaw, 1856-1950, İrlandalı oyun yazarı.
19-Mr Xtertn: Gilbert Keith Chesterton, 1874-1936, İngiliz gazeteci, yazar ve katolikliğin müdafii, Edward İngilteresi'ninparlak bir mümessili.
20-Mr Wells:H.G.Wells, 1866-1946, roman yazarı.
21-John Marmaduke: Marmaduke William Pickthall,1875-1936, müslüman olup yakın doğu'da yaşayan İngiliz romancı, Pound gibi The New Age dergisinde yazıyordu. Kur'an-Kerim'i İngilizceye tercüme etmiştir.(M.Z.)
22-Abdul Baha: Sir Abdul Baha Bahai, 1844-1921, babası Bahaullah'ın kurduğu bahailiğin dini lideri. Bahailer dinlerin birliğine dünya barışına, cinsiyet eşitliğine ve evrensel tedrisata inanırlar.
23-Deve sürücüsü: Muhtemelen Pound bu hikayeyi doğrudan Pickthall'dan dinlemişti.
24-Uberton, Gubberton: muhtemelen Thames nehri üzerindeki Surbiton kasabası.
25-Paterson: William Paterson,1658-1719, İngiliz merkez bankası diyebileceğimiz Bank of England'ın asıl kurucusu İngiliz finansör.
26: Mr Rothschild: Muhtemelen Junius veya John Pierpont Rothschild, Rothschild Kardeşler'in 25 Haziran 1863 tarihli İkleheimer,Morton ve Van der Gould şirketine hitaben mektubundan John Sherman'ın yaptığı iktibas.
27- Anno Domini: Latince “Tanrının Yılında”. (miladi takvim kasdediliyor. M.Z.)
28-Kürsü Sahibi Profesörler Vakfı: Oxford ve Cambridge Üniversitelerindeki kraliyet vakfiyesi kürsüler. Whig iktisat ve siyasetinin propagandasını yapmaya gönüllü öğretim üyelerine tahsis edilen kürsüler.
29-Whig siyaseti: muhtemelen Laissez-faire iktisatı ilkeleri.
30-:Macmillan komisyonu: Lord Macmillan başkanlığındaki finans ve endüstri komisyonu(1929). Komisyon, A.B.D. ve Fransa'nın altın stoklama politikaları ve altın standardının suistimali sebebiyle altın standardı yerine Uluslar arası piyasalara arz edilen gıda ve hammaddelerin fiyat istikrarının teminini önerdi.
31-ex nihil: Latince, “hiçbirşeyden”.
32-Mr Marx, Karl: Pound: “Marx ve LaTour du Pin paraya karşı aynı oranda kör, sağır ve dilsizdi...ve 19.asrın hikayesinin özeti:'Marks parada eleştirilecek bir yön bulamadı.'”
33-st.Peter's: Roma'daki yapımı yüzyıllarca bitmeyen kilise.
34-Si requieres monumentum?: Latince, 'eğer bir abideye ihtiyacınız varsa?
35-Hic est Hyper-usura: Latince, 'Bu hiper-faizdir.'
36-Mr Jefferson: Bu yasaklama Jefferson'un iktisadi düşüncesini yansıtıyor.
37-replevin:istirdat davası.
38-estopple: hukuki terim, özçelişme.
39-Van Buren: 1830'larda Bank of United States'in izin belgesinin yenilenmesine karşı çıkan Van Buren ve Jackson'un itirazının temel argümanı.
40-Antoninus: Roma İmparatoru Antoninus Pius, 137-161. Pound batıda faizin başlangıcını O'nun dönemindeki olaylara bağlar: “ arkeolog faizin malum başlangıçlarını deniz sigortacılığı, deniz hukuku, Rodos yasalarında bulabilir. Hatta metal tüccarları diğer tüccarlara nazaran imtiyazlıydı, ve risk sigortasını esasen daha büyük risk alan ödemekteydi”.(SP, 272-273),
41-faiz: Latince 'Usura' kelimesi ile ifade ettiği faiz hakkında Pound şunları yazar: “'Kilise' bu hususu reddetti ve çöktü. Tarihçiler Luther ve Calvin siyasetini büyük bir cehaletin müphemliğine terkettiler... Kilise faiz toleransının çukuruna düştü. Olgusal ve örgütlü olarak protestanlık sadece faiz yanlısı siyasetten türemiş olabilir.
42-Atina: 'paranın gerçek mahiyetinin anlaşılmış olduğu' Sparta karşısında Pound Atina devletini finansal sahtekarlığın merkezi olarak görür.
43-Luther: Martin Luther,1483-1546. “Protestanlığın bir teologisi yoktur. Yani hiç bir ciddi teologun nazarı dikkate alabileceği bir şeyi yoktur” (SP,57)
44-1527: Pound yaklaşık olarak bu yıllar etrafında batıda özgünlük ve kültürel ve sanatsal canlılığın kaybolmaya yüz tuttuğunu söylüyor.(LE,153)
45-Hic nefas..commune sepulchrum: Latince, 'şenaat burada..umumi mürai'
46-Aurum est: Latince, 'Altın umumi müraidir, faiz umumi müraidir'.
47-helandros .... helarxe: Grek, 'insanların yok edicisi, ve şehirlerin yok edicisi, ve hükumetlerin yok edicisi'.
48-Hic Geryon....: Latince, 'İşte Geryon, İşte hyperfaiz'. Geryon 1-Erythia adasındaki üç başlı ve üç bedenli canavardı, Heracles tarafından öldürüldü, 2- Dante'nin Inferno'sunda sahtekarlığın sembolü ve Cehennemin sekizinci çukurunun bekçisi, 3- faizin ve tabiat ve sanata karşı vahşetin sembolü.
49-BEŞ milyon: 1935 yılının basının verdiği A.B.D. iktisadi rakamları. Pound'a göre böylesi sonuçlar üreten bir ekonomi kifayetsizdir.
50- F.Roosevelt, imzası F.Delano: Franklin Delano Roosevelt, 1882-1945, A.B.D. başkanı(1933-1945). Pound Roosevelt'i gereksiz yere A.B.D. ulusunu borç altına sokmakla itham ediyor.
51-brleşik: (metinde The Eunited States ov America) grek eu- öneki ile kelime oyunu yapılıyor: eu-:iyi becerilmiş).
52-Mr Cummings: Homer Stillé Cummings,1870-1956, Amerikalı hukukçu ve siyasetçi; Adalet Bakanı (1933-1939).
53-Farley: James Aloysius Farley, 1888-1976. Amerikalı siyasetçi, posta genel müdürü olarak ödüllendirildi. Ekonomik durum göz önüne alındığında gazete manşetindeki ironi açıklığa kavuşuyor.

KANTO XLV FAİZ İLE

XLV

Faiz ile

Faiz ile malik değil kimse güzel kargir bir eve
her taşı pürüzsüz yontulmuş ve bitişmiş
öyle ki cephesi süsleniverir güzelce,
faiz ile
malik değil kimse kilisesinin duvarına resmedilmiş bir cennete
harpes et luz
yahut bakirenin ilham aldığı
ve gökyarığınından hâlelenen bir yere,
faiz ile
temâşâ etmedi hiç kimse Gonzaga, varisleri ve odalıklarını
resmedilmedi hiç bir tablo ne baki kalsın ne birlikte yaşanılsın diye
ama satılmak ve hızlıca satılmak için resmedildi
faiz ile, tabiata karşı işlenen günah,
ekmeğin giderek daha bayat süprüntü
ekmeğin kağıt gibi kupkuru,
yayla buğdayı yok, kalın unu yok
faiz ile hat kalınlaşır
faiz ile kaybolur ayrımlar
ve bulamaz kimse kendine ikamet için bir yer.
Taş ustası uzaklaştırılır taşından
dokumacı uzaklaştırılır tezgahından
FAİZ İLE
yün pazara gelmez
koyun kazanç getirmez faiz ile
Faiz bir taundur, faiz
köreltir genç kızın elindeki iğneyi
ve öldürür iplikçinin hünerini. Pietro Lombardo
gelmedi faiz ile
Duccio gelmedi faiz ile
ne de Pier della Francesca; ne Zuan Bellin' faiz ile
resmedildi ne de 'La Calunnia'.
Gelmedi faiz ile Angelico; gelmedi Ambrogio Praedis,
Gelmedi kargir bir kilise, imzası: Adamo me fecit.
Faiz ile değil St Trophime
Faiz ile değil Saint Hilaire,
Faiz paslandırır keskiyi
paslandırır ustayı ve ustalığı
kemirir tezgahtaki ipliği
kimse öğrenemez altın işlemeyi usulünce;
gök rengi cerahatlanır faiz ile; kızıl nakışsız kalır
Zümrüt bulamaz kendine bir Memling
Faiz katleder rahimde bebeği
mani olur delikanlının eş aramasına
felç getirdi yatağa, uzanıyor
arasına taze gelinle damadın
CONTRA NATURAM
Orospular getirdiler Eleusis için
cesetler hazırlandı ziyafete
faizin emri ile.


N.B. Faiz: satın alma gücü kullanımının bedeli, ki üretim nazar-ı dikkate alınmaksızın, hatta üretim imkanları nazar-ı dikkate alınmaksızın(yani Medici Bank'ın başarısızlığı) tarhedilir.

1-Faiz: Pound “Usura” diye adlandırdığı faizi bu şiirin sonunda ayrıca tanımlamıştır. Kantolar'da faiz insan tabiatında bulunan ve dünyada cenneti gerçekleştirmekten veya kanto V'te tasvir edilen vizyondan alıkoyan güçleri dramatize eder. Cennet vizyonu olmayan birinin “kilisesinin duvarında cennet resmi” olmayacaktır.
2-harpes et luz: François Villon'un 'testament'inde 896.dizelerde annesinin cennet tasviri arayışı anlatılır.
3-bakirenin ilham aldığı: muhtemelen 'The Annunciation' diye anılan ve Meryem'e Cebrail'in (a.s.) oğul müjdelemesini konu edinen bir dizi resme atıf.
4- Gonzaga: Mantua'nın hâmi lordları, bilhassa Francesco Gonzaga ki Isabella d'Este ile evlenmiş ve O'nu günün sanatkarlarına hâmilik etmesi hususunda yönlendirmiştir. Burada Mantegna'nın tablosundan bahsediliyor.
5-ekmeğin: ekmeğin tağşişine karşı ilk itiraz, ki Pound'un zamanından bu yana giderek artan bir şikayet olmuştur.
6-hat kalınlaşır: Pound şunu yazıyor: “zannederim müstakbel sanat eleştirmenleri resmin kalitesine bakarak o eserin ait olduğu çağın ve ortamın faize toleransları hakkında fikir edinebilecekler”.(GK,27).
7-Pietro Lombardo: 1435-1515, İtalyan mimar ve heykeltraş. En ünlü eseri Dante'nin Ravenna'daki mezarıdır.
8-Duccio: Siena ekolünün öncüsü İtalyan ressam Duccio di Buoninsegna, 1278-1319.
9-Pier della Francesca: 1420-1492, Umbria bölgesinden portre ve kilise resim ve heykelleriyle ünlü İtalyan ressam.
10-Zuan Bellin': Giovanni Bellini, Meryem Ana heykelleriyle ünlü sanatçı.
11-La Calunnia:Sandro Botticelli'nin bir tablosu.
12-Angelico: Giovanni da Fiesole olarak ta bilinen Floransa'lı ressam.
13- Ambrogio de Praedis: 1455-1508, Milan'lı portre ve minyatür ressamı.
14-Adamo me fecit: Latince, “Adem yaptı beni”. Verona San Zeno'daki bir kilise sütununa kazınmıştır.
15-St Trophime: Fransa Arles'taki harika kilise. Kemerli avlusu ve heykel sütunları ile dikkat çeker.
16-Saint Hilaire: Fransa Poitiers'te kilise.
17-Memling: Hans Memling, 1430?-1495, flaman ekolünden ressam ve portre sanatçısı.
18-Contra Naturam: Latince, “tabiata zıt”.

19-Eleusis: Attica'da Eleusis öğretilerinin kutlandığı kent. Kantolar'daki temel kutuplardan biri: Konfüçyüs (ahlak sistemi) ile Eleusis (öğretilerin kutlaması) arasında. Dolayısıyla faizen kutsal olanı ifsad eder: “para sevgisi tüm kötülüklerin kaynağıdır.” (bkz.52/258).

  Taşlıcalı Yahyâ Beğ’in Şehzâde Mustafa Mersiyesi Herhalde Erzurum’da iken aldım Ahmet Atilla Şentürk Bey’in Osmanlı Şiiri Antolojis...