XLVI
Ve
eğer dersen ki bu masalın anlattığı..
bir
ders var, ya da Muhterem Eliot
daha
tabii bir lisan bulmuş... sen ki
cehennemden
aceleyle
çıkabileceğini tasavvur eden sen...
O
gün Zoagli'nin üstü bulutluydu
Ve
üç gün boyunca denizin üstünde kar bulutları
Kümelenmişti
sıradağlar gibi.
Kar
yağdı. Belki yağmur yağdı duygusuz, hatlardan bir duvar
Öyle
ki görmek mümkün havanın açık kaldığı yerleri
ve
yanına yağmur yağan yerleri
Veya
yanına kar yağan yerleri.on yedi
Yıl
üstünden bu hadisenin, on dokuz yıl, doksan yıl
üstünden bu hadisenin
Ve
sersem herif diyor ki(hiç bir pantolonun uymayacağı bacaklar)
'EĞER
öyleyse,
makul her hükûmet
ödeyebilir
temettüyü?
Binbaşı
biraz düşünüp dedi : 'E-vet, eh...
Yani
vergi toplamak yerine?
'Vergi
toplamak yerine.' Bu ofis?
Decennio'yu
gördün mü?
?
Decennio
sergisi, Il Popolo'nun yeniden yapılan ofisi,
Yani,
bizimki de böyleydi, demlikle Mills elbombasını hariç tutarsak,
bankoda
kalın dudaklı adam,
bir
göz yarı yeşil ve diğeri kahverengi, on dokuz
Yıl
üstünden bu hadisenin, SUÇU
iki
YÜZyılın, 5 milyon katledilmiş
1919'a
dek, ve bundan önce
Borcu
Güney'in New York'a, yani bankalarına
şehrin,
iki yüz milyon,
savaş,
sanmıyorum (ya da nasıl söylemek istersen)
kölelik
üstüne olsun?
Beş
milyon katledilmiş...Max'ın bir çift eskizi,
birinde
Balfour ve bir deve, ve
diğeri
mAlUm sebepler yüzünden
asla
yayınlanmadı, yaşlı Johnny Bull elinde mendille.
Asla
yayınlanmadı...
'
O'nun bir fikri yoktu.'
Diyor
Orage G.B.S için diyor Orage Mr Xtertn için.
Diyor
Orage Mr Wells için, ' bir fikri olmayacak
sorun
şu ki sen bunu kastediyorsun, asla bir gazeteci olamayacaksın.'
19
yıl üstünden
bu hadisenin, banliyö
bahçesi,
'Yunanlılar!'
diyor John Marmaduke ' bir kaç sanat hilesi!
'Başka
ne var? Asla bir MİLLET olamazlardı!'
'İhtidama
müsaade etmezdi, mühtedi olarak beni asla KABUL etmezdi,
'Dedi
“biliyorum teklif etmedim sana,baban seni buraya
eğitimin
için gönderdi. Biliyorum ne hissederdim.
“oğlumu
İngiltere'ye göndereyim ve hristiyan olarak dönsün!
“ne
hissederdim?” Banliyö bahçesi
Dedi
Abdul Baha: “dedim ki 'haydi dinden bahsedelim'
“Deve
sürücüsü dedi: Devemi sağmalıyım.
“ Devesini
sağınca dedim ki 'haydi dinden bahsedelim.'
O
zaman deve sürücüsü dedi: Şimdi süt içme zamanı.
'İçmek
ister misin?' Nezaketen katıldım.
Hiç
deve sütü içtin mi?
Deve
sütünü içemedim. Zaten hiç içemem.
Sütün
hepsini içti, dedim ki: haydi dinden bahsedelim.
Sütümü
içtim. Şimdi raksetmeliyim.' dedi sürücü.
“Dinden
bahsetmedik.” böylece Abdul Baha
İlk
Abdul'ün ya da kaçıncı Baha'nın üçüncü yardımcı halifesi,
Bilge,
birleştirici, din kurucusu,
bir
bahçe Ubberton'da, Gubberton'da, ya da bir başka lanet
banliyöde,
fakat her halükarda bir banliyö banliyöde
çay
fincanı telaşesi içinde, dedi ki Mr Marmaduke:
“Asla
anlamayacaklar bizi. Yalan söylüyorlar. Yani şahsen
“sahtekarlar,
ama aşiret biraraya gelince
“aşiretin
sözü tutulur, neticede daimi yanlış anlama.
“İngiliz
gider oraya, düzgün yaşar, sözü güvenilir,
“on
yıl, ona inanırlar, sonra hükumeti adına sözleşme imzalar.
“sonra,
tabiatıyla, anlaşma bozulur, müslümanlar,
“Barbarlar,
bunu nasıl yaptığımızı asla anlamayacaklar.”
17
yıl üstünden bu hadisenin, ve biz ilk değiliz!
Dedi
Paterson:
alır
faiz kazancını banka, hiç
yoktan
ürettiği tüm paranın.
Yarı-özel
teşvik
dedi
Mr RothSchild, kim bilir hangi Roth-schild
1861,
'64 her neyse, “Çok az insan
“anlayacak
bunu. Anlayabilenler
“kar
etmekle meşgul olacaklar. Kamuoyu muhtemelen bunun
aleylerine
olduğunu göremeyecek.”
On
yedi yıl üstünden bu hadisenin; burada
Baylar,
işte itiraf.
“Bunu
mahkeme önüne koyabilir miyiz?
“Her
hangi bir jüri bu kanıtla mahkum eder mi?
1694
anno domini, faiz asırları boyunca
kıl
elbiselere, adi binalara,
Londra
evlerine, temel kiralara, kokuşmuş tuğla işçiliğine,
Her
hangi bir jüri mahkum eder mi onları? Kürsü Sahibi Profesörler
Vakfı
Yalan
yaymak ve Whig siyasetini öğretmek için kuruldu, her hangi bir
JÜRİ
mahkum eder mi onları?
Macmillan
komisyonu yaklaşık iki yüz kırk yıl
GECİKTİ
güç
bela vardı Paterson'un dediğine
banka
bunu ex nihil'den var ediyor
inkar
edildi beş bin profesör tarafından, her hangi bir
Jüri
mahkum eder mi onları? Bu dava, ve onunla birlikte
ilk
kısmı, bir neticeye varıyor,
ilk
bölümünün bu eserin, Mr Marx, Karl öngöremedi
bu
neticeyi, gördün sen kafi derecede
kanıt,
kanıt olduğunu bilmeden, ama abide
bak
hele, bak bakabilirsen, St.Peter's'a
Bak
Manchester varoşlarına, bak Brezilya kahvesine
ya
da Şili nitratlarına. İlk davadır bu dava
Si
requieres monumentum?
Son
değil bu dava tüm dava da değil, isteğimiz bir
REVİZYON,
isteğimiz aydınlanmadır karşılıklı
yürüyen
bir davada, ama ilk davadır bu dava:
Banka
bunu ex nihilden varediyor. Bir ihtiyacı karşılamak için,
Hic
est hyper-usura. Mr Jefferson karşılaştı onunla:
hiç
kimsenin tabii hakkı değildir meslek olarak borç
para
vermek, borç verecek parası olanlar hariç.
Replevin,
estopple, alavere dalavere, Van Buren karşılaştı onunla.
Bundan
önceydi çayın limana dökülmesi, bundan önce
bulabilirdin
okul kitaplarına işe yarar şeyler, konulmuş oraya
kanıt
olarak DEĞİL. Konulmuş oraya aylak zihinleri çelmek için,
Cinayet,
açlık ve katliam, yetmiş dört kızıl devrim
on
imparatorluk göçtü bu kaygan mevzunun üstünde.
'arza
ben hükmederim' dedi Antoninus, 'ama denize YASA'
kastı;
Rodos yasalarına göre aldık, Denizcilik Yasası
deniz
hukukçularının.
Faiz
ve deniz sigortası
orada
Atina'dan daha büyük bir devlet kurulmamıştı.
VERGİ
istiyordu inşasına St.Peter's'in, Luther'i dikkate almadan,
1527.
bundan sonra kalınlaştı sanat. Bundan sonra düştü çukura
tasarım,
bundan
sonra barocco, bundan sonra taş işçiliği bitti.
'Hic
nefas' (hikayeci) 'commune sepulchrum.'
19
yıl bu hadisenin/ilk davanın üstünden. Koydum bir kısmını
ortaya
Kanıtların.
Kısım/commune sepulchrum
Aurum
est commune sepulchrum. Faiz, commune sepulchrum.
Helandros
kai heleptolis kai helarxe.
Hic
Geryon est. Hic hyperusura.
BEŞ
milyon genç işsiz
DÖRT
milyon okuma yazma bilmeyen yetişkin
15milyon
'mesleki uyumsuz', yani iş bulma şansı çok az
DOKUZ
milyon insan her sene önlenebilir iş kazası mağduru
Yüz
bin vahşice işlenmiş suç. Amarıka brleşik dövletleri
üçüncü
yılı F.Roosevelt idaresinin. İmzası F.Delano, amcası.
DAVA
savcılık için. Bu bir dava, küçük bir dava
Amarıka
Brleşik/dizili dövletleri'nde. a.d. 1935
İngiltere
daha beter, Fransa vekilharçlar tefessühü altında.
'Mr
Cummings Farley'in işine talip' yazıyor bugünkü gazetede.
1-Muhterem
Eliot: Thomas Stearns E., 1888-1971, Pound'un ömür boyu dostu olan
şair ve eleştirmen. 1927 yılında adanmış bir Anglo-katolik
kilise adamı olduğundan “Reverend” (muhterem) diye hitap
edilirdi ve Pound bu kantoyu yazdığı sıralarda din üstüne
yazmaktaydı.
2-tabii
lisan: Çorak Ülke'de
Eliot'un lisanı hristiyanlık üzerinden primitif mit'i tasvir
etmekteydi. Poun bu lisana Avrupa'nın Eleusis mitlerini aşılamaya
uğraştı.
3-cehennem:
Pound cehennemi
tamahın,Geryon'un mevkii olarak gördüğünden ve faizi Batı
medeniyetinin ana kavgası olarak telakki ettiğinden bunun
kolaylıkla alaşağı edilebileceğini düşünmemektedir: “ye'sten
ikrah...ingiliz ve amerikan finansını kontrol eden şenaatin içinde
günümüze kadar geldi ve basım işini banka dalaveresiyle güvence
altına alınmış bir gübreye, çöpe, adi bir lekeye dönüştürdü.
Yeni bir Paideuma için ilk
adım parasal sistemi temizlemeyi hastalıklı irade veya miskin
ataleti sebebiyle engelleyen her rahip ya da psikoposun bertaraf
edilmesidir. Bu zihniyetlerin içsel pisliğini aşacak hiçbir
ortaçağ cehennem tasviri yoktur.
4-Zoagli:
Rapallo güneyinde İtalyan şehri.
5-On
yedi..on dokuz..doksan: 1918 ya da 16'da Binbaşı Douglas ile
ekonomi üzerine tartışmalarının başına atıf.
6-sersem
herif: Pound muhtemelen Binbaşı Douglas'la müzakere ederkenki
haline atfen söylüyor.
7-Binbaşı:
C.H.Douglas, Sosyal kredi iktisatçısı.Sosyal kredi pazarlanan mal
ve hizmetler için satın alma gücünü eşitleyen bir milli temettü
öneriyordu.
8-Decennio:
1932'deki İtalyan faşizminin onuncu yıl kutlamaları.
9-Il
Popolo: Mussolini'nin 1914'te kurduğu Popolo d'Italia
gazetesi.
10-Mills
el bombası: İngiltere ve müttefiklerinin 1. Dünya Savaşı'nda
kullandıkları William Mills tarafından icad edilen elbombası.
11-demlik:
muğlak olmakla birlikte
Binbaşı Douglas ile sohbetlerinde orada bulunan bir masa üstünde
demlik ve el bombası yanyana olabilir.
12-beş
milyon: Birinci Cihan Harbi resmi kayıpların sayısı.
13-Borcu...New
York'a: İç savaşın başında güney eyaletlerinin sadece New York
bankalarına borcu $200,000,000 idi, dolayısıyla savaş bunun
içindi.
14-Max:
Victoria, Edward ve George dönemlerini karikatürize eden Max
Beerbohm'un çizimleri.
15-Balfour:
Arthur James Balfour,1848-1930, İngiliz hariciye Nazırı ve devlet
adamı, Filistin'de İsrail'in kurulmasını destekleyen Balfour
deklerasyonunun yazarı.
16-Johnny
Bull: Büyük Britanya için söylenen bir lakap.
17-Orage:
Alfred Richard Orage, 1873-1934, The New Age dergisinin
editörü İngiliz gazeteci.
18-G.B.S.:
George Bernard Shaw, 1856-1950, İrlandalı oyun yazarı.
19-Mr
Xtertn: Gilbert Keith Chesterton, 1874-1936, İngiliz gazeteci, yazar
ve katolikliğin müdafii, Edward İngilteresi'ninparlak bir
mümessili.
20-Mr
Wells:H.G.Wells, 1866-1946, roman yazarı.
21-John
Marmaduke: Marmaduke William Pickthall,1875-1936, müslüman olup
yakın doğu'da yaşayan İngiliz romancı, Pound gibi The New Age
dergisinde yazıyordu. Kur'an-Kerim'i İngilizceye tercüme
etmiştir.(M.Z.)
22-Abdul
Baha: Sir Abdul Baha Bahai, 1844-1921, babası Bahaullah'ın kurduğu
bahailiğin dini lideri. Bahailer dinlerin birliğine dünya
barışına, cinsiyet eşitliğine ve evrensel tedrisata inanırlar.
23-Deve
sürücüsü: Muhtemelen Pound bu hikayeyi doğrudan Pickthall'dan
dinlemişti.
24-Uberton,
Gubberton: muhtemelen Thames nehri üzerindeki Surbiton kasabası.
25-Paterson:
William Paterson,1658-1719, İngiliz merkez bankası diyebileceğimiz
Bank of England'ın asıl kurucusu İngiliz finansör.
26:
Mr Rothschild: Muhtemelen Junius veya John Pierpont Rothschild,
Rothschild Kardeşler'in 25 Haziran 1863 tarihli İkleheimer,Morton
ve Van der Gould şirketine hitaben mektubundan John Sherman'ın
yaptığı iktibas.
27-
Anno Domini: Latince “Tanrının Yılında”. (miladi takvim
kasdediliyor. M.Z.)
28-Kürsü
Sahibi Profesörler Vakfı: Oxford ve Cambridge Üniversitelerindeki
kraliyet vakfiyesi kürsüler. Whig iktisat ve siyasetinin
propagandasını yapmaya gönüllü öğretim üyelerine tahsis
edilen kürsüler.
29-Whig
siyaseti: muhtemelen Laissez-faire iktisatı ilkeleri.
30-:Macmillan
komisyonu: Lord Macmillan başkanlığındaki finans ve endüstri
komisyonu(1929). Komisyon, A.B.D. ve Fransa'nın altın stoklama
politikaları ve altın standardının suistimali sebebiyle altın
standardı yerine Uluslar arası piyasalara arz edilen gıda ve
hammaddelerin fiyat istikrarının teminini önerdi.
31-ex
nihil: Latince, “hiçbirşeyden”.
32-Mr
Marx, Karl: Pound: “Marx ve LaTour du Pin paraya karşı aynı
oranda
kör, sağır ve dilsizdi...ve 19.asrın hikayesinin özeti:'Marks
parada eleştirilecek bir yön bulamadı.'”
33-st.Peter's:
Roma'daki yapımı yüzyıllarca bitmeyen kilise.
34-Si
requieres monumentum?: Latince, 'eğer bir abideye ihtiyacınız
varsa?
35-Hic
est Hyper-usura: Latince, 'Bu hiper-faizdir.'
36-Mr
Jefferson: Bu yasaklama Jefferson'un iktisadi düşüncesini
yansıtıyor.
37-replevin:istirdat
davası.
38-estopple:
hukuki terim, özçelişme.
39-Van
Buren: 1830'larda Bank of United States'in izin belgesinin
yenilenmesine karşı çıkan Van Buren ve Jackson'un itirazının
temel argümanı.
40-Antoninus:
Roma İmparatoru Antoninus Pius, 137-161. Pound batıda faizin
başlangıcını O'nun dönemindeki olaylara bağlar: “ arkeolog
faizin malum başlangıçlarını deniz sigortacılığı, deniz
hukuku, Rodos yasalarında bulabilir. Hatta metal tüccarları diğer
tüccarlara nazaran imtiyazlıydı, ve risk sigortasını esasen daha
büyük risk alan ödemekteydi”.(SP, 272-273),
41-faiz:
Latince 'Usura' kelimesi ile ifade ettiği faiz hakkında Pound
şunları yazar: “'Kilise' bu hususu reddetti ve çöktü.
Tarihçiler Luther ve Calvin siyasetini büyük bir cehaletin
müphemliğine terkettiler... Kilise faiz toleransının çukuruna
düştü. Olgusal ve örgütlü olarak protestanlık sadece faiz
yanlısı siyasetten türemiş olabilir.
42-Atina:
'paranın gerçek mahiyetinin anlaşılmış olduğu' Sparta
karşısında Pound Atina devletini finansal sahtekarlığın merkezi
olarak görür.
43-Luther:
Martin Luther,1483-1546. “Protestanlığın bir teologisi yoktur.
Yani hiç bir ciddi teologun nazarı dikkate alabileceği bir şeyi
yoktur” (SP,57)
44-1527:
Pound yaklaşık olarak bu yıllar etrafında batıda özgünlük ve
kültürel ve sanatsal canlılığın kaybolmaya yüz tuttuğunu
söylüyor.(LE,153)
45-Hic
nefas..commune sepulchrum: Latince, 'şenaat burada..umumi mürai'
46-Aurum
est: Latince, 'Altın umumi müraidir, faiz umumi müraidir'.
47-helandros
.... helarxe: Grek, 'insanların yok edicisi, ve şehirlerin yok
edicisi, ve hükumetlerin yok edicisi'.
48-Hic
Geryon....: Latince, 'İşte Geryon, İşte hyperfaiz'. Geryon
1-Erythia adasındaki üç başlı ve üç bedenli canavardı,
Heracles tarafından öldürüldü, 2- Dante'nin Inferno'sunda
sahtekarlığın sembolü ve Cehennemin sekizinci çukurunun bekçisi,
3- faizin ve tabiat ve sanata karşı vahşetin sembolü.
49-BEŞ
milyon: 1935 yılının basının verdiği A.B.D. iktisadi rakamları.
Pound'a göre böylesi sonuçlar üreten bir ekonomi kifayetsizdir.
50-
F.Roosevelt, imzası F.Delano: Franklin Delano Roosevelt, 1882-1945,
A.B.D. başkanı(1933-1945). Pound Roosevelt'i gereksiz yere A.B.D.
ulusunu borç altına sokmakla itham ediyor.
51-brleşik:
(metinde The Eunited States ov America) grek eu- öneki ile kelime
oyunu yapılıyor: eu-:iyi becerilmiş).
52-Mr
Cummings: Homer Stillé Cummings,1870-1956, Amerikalı hukukçu ve
siyasetçi; Adalet Bakanı (1933-1939).
53-Farley:
James Aloysius Farley, 1888-1976. Amerikalı siyasetçi, posta genel
müdürü olarak ödüllendirildi. Ekonomik durum göz önüne
alındığında gazete manşetindeki ironi açıklığa kavuşuyor.