XL
Esprit
de Corps daimi hiziplerde
“Aynı
ticaret dalında”, Smith, Adam, “insanlar
“asla
bir araya gelmezler
“meğer
ki amme aleyhine bir dalavere dönsün.”
paranın
(KENDİmizin) özgürce sarfı
kendi
öz banka sahipliğimiz için
ve
onda mevduatlar,yatırılan ve çekilen.
De
banchis cambi tenendi...
Venedik
1361,
'62..
bir kaç yüzyıldır rafta..
“özel
olsun kamu olsun...
ulusUN
(U,N, UN) tedavüldeki nakdi.
Geniş
açık çayırlıklar üretmek için
O
geyik parkı için oyun
sahaları
için, salkımlar, yüzme havuzları, vesaire:
Kılıç-balığı,
yedi yelken balığı, dünya rekoru
elde
edildi 24 saatte.
Verecekti
borcu, sterlin, sekiz yüz bin
eğerki
Peabody işi bıraksaydı.
İngiltere,
1858
AZİM
OLAN ALLAH'IN ADIYLA MR.D'ARCY
50
yıl boyunca İran topraklarının altını kazmaya
mezundur.
'62,
komite raporu:
hükumete
satılan silahlardan kâr: Morgan
(Dosya
97) hükumete satıldı hükumetin silahları...
yani
demem o ki silahlar zaten hükumetindi
fahiş
bir kârla
160
bin dolar, tek kalemde, Mr. Morgan'a
altın
fiyatını yükseltti diye.
Mücbir
sebebi istismar etmek (savaş yani)
Gettysburg'dan
sonra, bir günde beş puan aşağı-
iyimserler
altına kötümserler kuzeye
“Savaştaki
yanlışlar iş hayatını geliştirdi.”
“Eğer
bir millet parasına hükmedecekse”
Boutwell
bonoların doğrudan hazine tarafından satılmasına karar verdi.
Mr
Morgan: katkılar Cumhuriyetçi partiye, büyük
ölçüde
cumhuriyetçi partiye.
Beecher
kilisesini organize eden emlakçılar-
Belmont
Rotschild'leri temsil ediyor
“madeni
para ödemesinin tekrar başlaması
“dar
bir hissedar grubu zengin etti.”
hisse
senedi satınalma taahhüdü (demiryolu inşası)
nadiren
yüzde otuzun üstünde...
'76'da
toplamın yüzde 39'u tahsil edilmemiş
yani
demiryolu inşası hisselerinin
yüzde
39'u
Dedi
ki Mr Corey “Londra'daki gibi merkezi
kuruluş
hiçbir yerde yok”
Pujo
soruşturması: Dedi ki Mr Morgan:
“hayatımda
açığa satış yapmadım”
öğrenince
yüksek mikdarda likiditeyi...
1907
“Mr Baker olmadan yapılamazdı
biz
durduramazdık (paniği).
Hükumetin
silahlarına gelince: satın alınmıştı
bir
hükumet dairesince satılmadan
(kınandığı
üzere) bir diğerince(yani hükumet dairesi)
geçerek
bir kâr süzgecinden.
“Bir
yunanlı,”dedi Ionides veya bir diğer Helen,
“20
bin vurduktan sonra bile hala onurludur”
yani
yirmi bin sterlin para.
Yeni
gotik ikametgah üstündeki gözlerimizle,
Palladio
üstündeki gözlerimizle, senyoral ihtişam arzumuzla
(ÂGALMA,
tuhafiye, saatler, tezhib, nakış,
goblen,ahşap
kapak içinde okunmamış ciltler,
yarı-maroken,
maroken, kabartma köşeler, yeşil kurdelalar,
zarflar,
kasnaklı etekler, eşarplar, cici kızlar, ufaklıklar, penbecikler
et
cetera
nesnelerin
içinden çıkmaya yol aradıkları şeyler
KARTACALILARA
ÖVGÜ: HANNO
Herakles'in
sütunlarının ötesine uzandı
60
gemilik armada Fenike şehirleri inşası için
her
gemiye 50 kürek, hepsinin
30
bin güvertesinde suyla dolu, buğday stokta
Cebeli
Tarık'ın ikigün ötesinde yayılmış geniş ovada
Thumiatehyon,
batıya Solois'e gitti
ağaçlarla
örtülü burun
Entha
hieron Poseidônos, güneşe karşı yarım gün
sahil
bataklıkları sesli fısıldayan otlarla orada.
Orada
büyük fil sürüleri
ve
daha başka canavarlar
derken
evi bina ettik: Karikon, Gutta, Akra, Meli, Arambo
şehirler
bunlar, sonra Lixos
dökülür
Libya yükseklerinden
Lixitae
dostça inek çobanları sürü sahipleri,
ülkenin
yukarısı etiyopyalılar yaban hayvanlar arasında yaşayan
Lixtus
dağı ile kıstırılmış
ki
orada biçimsiz adamlar atlardan daha yüğrük
Lixtae'den
adamlar bizimle geldiler tercümanlık için
12
gün güneye, çölün güneyine yelken
bir
gün güneşe karşı yelken, orada bir liman
çevresi
15 mil olan bir ada,
bina
ettik, Cyrne dedik oraya
Kartaca'nın
karşısı olduğunu düşünerek, zira seyahat süremiz
Kartaca'dan
sütünlara kadar olana denkti.
Geçildi
Xrestes, bir büyük nehir,
üç
büyükçe adasıyla bir lagün
bir
gün sonra büyük tepeler koyu sonlandırmış,
halkı
vahşi hayvan postu giyip
taşladılar
bizi
yanaştırmadılar
kıyıya.
Bir
sonraki geniş bir nehir dolu
timsah,
su aygırı, döndük biz de Cyrne'ye
12
gün kıyıdan gittik
gelişimiz
etyopyalıları kaçırdı
yanımızdaki
Lixtae adamları onları anlamıyor
12'inci
gün ormanlı dağ yükseldi
ağaçların
muazzam yumuşak kokularıyla
tüm
ıtırlar karışmış birbirine
iki
gün, geniş batak ya da koy
uzanır
önünde geceleri ateşle dolu.
Kaplarımızı
doldurduk, kıyı boyu beş gün açıldık
Batı
Burnu'na geldik, limanını kapatan adaya
Ve
gündüzleri sadece ormanı,
gece
ateşlerini gördük
düdük
sesi üstüne düdük sesi
ses
üstüne ses; zil üstüne zil sesi,
davul,
tahta, deri, vuruş gürültüsü ürkütmek için.
Kâhinler
kaçmamızı söyledi.
Ayrılıp
o ateş kokusundan
denize
uzanan alevler,
korkarak
ve yavaşça, toprak gece alev yüklü
bir
ışık sütunu diğerlerinin üstünde
göğü
ve yıldızları kavurmakta
gündüz
yüksek bir dağ olduğu anlaşıldı
Tanrıların
arabası dedikleri.
Ateşin
altında üç gün Güney Burnu'na, batak
kıllı
vahşi halkın adası
Lixtaeliler
goril diyor.
erkekleri
tutamadık ama üç kadın tuttuk.
Erkekleri
yarları tırmanıp,
taşladılar,
ama üç kadın tuutk
ısıran,
tırmalayan, tutanlara itaat etmeyen.
Öldürüp
yüzdük, postları Kartaca'ya getirdik.
Yolculuğu
uzatmadık artık,
erzaklar
tükendi zira.
Nesnelerin
içinden çıkmaya yol aradığı şeyler
Yükseklere,
Stratosfere, emperyal
soğukkanlılığa,
arşıâlâya, dört kulenin dış duvarlarına
NOUS,
tarifi gayri kabil kristal:
Karxédonion
Basileos
astı
bunu haritasıyla tapınaklarına.
1-Smith,
Adam: Adam Smith, 1723-1790, iskoç iktisatçı; “Tabiata
tahkikat ve Milletlerin zenginliğinin kaynakları” adlı
kitabın müellifi.
2-
özgürce sarf: A.B.D. Merkez Bankası fikrine karşı olanların ve
de Siena Bankası kurucularının genel savı.
3-
De banchis...: Orta çağ Latincesi. “nakdi takas meydanından”
4-Venedik
1361: bilinmiyor.
5-üretmek
için: tüm debdebesiyle finansal bir hükümranlık kurmayı
arzulayan soyguncu baronları motive eden “senyoral ihtişam”
hayali.
6-Peabody:
George P., 1795-1869, ticari girişimlerle bir servet edinen ama
nihayetinde genel merkezi Londra olan bankacılık ve Uluslar arası
finans işine odaklanan kurnaz bir yanki. 1854 yılında Junius
Spencer Morgan şirket ortağı oldu.1863 yılında George
Peabody'nın emekliliğiyle Peabody and Co. şirketi J.S. Morgan and
Co.'ya dönüştü ki Morgan hanesinin kökeni budur. Peabody and Co.
şirketi A.B.D.'de bir kaç yılda bir görülen iktisadi krizlerden
olumsuz etkilendi ve 1857 paniğinde az daha batıyordu. O yıl ancak
İngiltere Bankası'ndan finans desteği sağlanabiliyordu. Junius
Morgan İngiltere Bankası ile 800,000 poundluk borç için müzakere
etti ancak kendisine cevaben bu parayı ancak 1858 yılından sonra
Londra'daki işlerinden el çekmesi halinde alabileceği cevabını
aldı. Ancak Morgan pes edecek değildi, İngiliz çevrelerindeki
güçlü desteğini mobilize ederek borcu aldı ve krizi atlattı.
7-D'ARCY:
William Knox d'Arcy.
8-
'62 raporu: Amerikan iç savaşı esnasında Temsilciler Meclisi'nin
alt komitesi askeri techizat alımlarında büyük miktarda yolsuzluk
olduğunu tesbit etti. J. Pierpont Morgan bir duruşmada ordunun
kendi silahlarını fajiş fiyatla yeniden orduya sattığı
iddiasıyla bulundu. Tutanaklar “ Kongre raporları Dosya 97”
altındadır. (Morgan,58-59)
9-Morgan:
John Pierpont M., 1837-1913, aile servetini devasa bir holding ağına
dönüştürerek finansın endüstri ticaret ve dahi hükumet üzerine hakimiyetini
tesis etti. Tüm endüstri üzerine yayılmış organizasyonlar tesis
etti. Pound'un kaynağı Morgan'ın faaliyetlerinin ki çoğunlukla
yoz ve düpedüz namussuzca olsa da O'na zaman zaman krizlerde
hükumete destek olma imkanı sağlamışsa da esasen bu krizlerin
sebebi Morgan hanesinin kendisi olduğunu belirtmektedir.
10-Gettysburg'dan
sonra: “ahlaksız” ortaklarıyla Morgan iç savaşı altın
spekülasyonuyla muazzam karlar elde etme fırsatına çevirdi. Güney
eyaletlerin muzaffer görünmesi altın fiyatını yükseltiyordu:
“1863 başlarında altın fiyatı 163'tü. Bir dizi kuzey
galibiyeti fiyatları düşürdü. Gettysburg zaferi bir günde beş
puan düşüşe yol açtı.” (Morgan, 66-67)
11-İyimserler....:
Kongrenin spekülatörler için darağaçları kurması önerildi.
Ama Morgan ve adamları her tarafa oynuyorlardı. Corey şöyle diyor
“Spekülatörler altın konusunda iyimser, kuzeyin durumu konusunda
kötümserdiler.”
12-İş
hayatı: Kongre 1864'te Altın Yasası'nı çıkararak
spekülasyonlara engel olmak istediyse de bankerler bunu Kongrenin
“her zamanki yasa tanımazlığı” olarak niteledi. Yasa
çalışmadı, zira hayatın kazanç getiren gerçekleri iş adamları
için açıktı: savaş hataları iş hayatını geliştiriyorsa
hatalar sürmek zorundadır (Morgan, 66-73).
13-Eğer
bir millet..: Pound'un para risalelerinin özet savı
(bkz.SP,187-355)
14-Boutwell:
George S. B., 1818-1905, Maliye Bakanı. Boutwell savaş sırasında
yüksek faizlerler alınan borçları yapılandırmak üzere doğrudan
hazineden satılmak üzere düşük faizli bono satışı öngörmüştü.
Ancak bankerlerin dediği oldu. Morton sendikası adına Levi Morton
“Bankacıların satışından başka bir bono satış yöntemi
bilmiyorum” dedi (Morgan,119-120)
15-
bazı büyük para babaları hükumetten iş alabilme umuduyla
siyasetçileri yumuşatmak için Cumhuriyetçi partiye büyük
miktarlarda finans aktardılarsa da siyasetçilerin de kendileri gibi
güvenilmez olduğunu anladılar. Morgan siyaseti ve siyasetçileri
hakir gördüğü için böyle bir hataya düşmediyse de yine de
Cumhuriyetçi Partiye cömert yardımlara devam etti (Morgan,119).
16-Beecher:
Henry Ward B., 1813-1887, Brooklyn'deki minberini politik sorunları
tartışmak üzere politik platform olarak kullanan papaz.
17-
Belmont: August B., 1816-1890, Amerika'nın en büyük finans
kurumlarından biri olan Belmont&Co'nun başı. Rotschild
ailesinin A.B.D.'deki finansal menfaatlerini temsil ediyordu. O
dönemde Morgan'ın rakipleriydiler.
18-madeni
para ödemesi...: Finans camiası iç savaştan sonra borçları
“greenback” denilen kağıt para ile ödemek isteyen Greenback
Partisi'ni saf dışı bırakarak büyük vurgun vurmuştu (Morgan,
125)
19-
Hisse senedi satınalma taahhüdü: Hisse senedi manipülasyonu,
demiryollarının finansmanında korsan bankerlerin denetimi
altındaydı, öyle ki 1876 yılında sahte hisseler toplamın 39 %
kadarını oluşturuyordu.
20-
Corey: Lewis C., Louis C. Fraina için Pound'un kullandığı ad.
Siyaset bilimci ve The House of Morgan kitabının yazarı.
Londra'daki merkezi kuruluş İngiltere Merkez Bankası.
21-
Pujo: Arséne Paulin Pujo, 1861-1939, Amerikalı hukukçu ve
milletvekili, Banka ve nakit komisyonu başkanı. Federal Reserve
Bank'ın kuruluşuna giden para-tröstü soruşturmalarına da
başkanlık etti
22-Mr
Morgan: Pujo komitesinin para tröstü soruşturmalarına başkanlık
eden Samuel Untermeyer Morgan'a “açığa satışı onaylıyor
musunuz?” diye sorunca Morgan “bildiğim kadarıyla hayatımda
hiç yapmadım” diye cevap verdi (Morgan, 405). Daha öncesinde
Corey şunu yazıyor: “1903-4 yıllarındaki tecrübeleriyle
kaynaklarında büyük oranda likit para bulundurmayı öğrenen J.P.
Morgan&Co, 1907 paniği'nde oldukça muntazam durumdaydı.”
(Morgan, 342).
23-Mr
Baker: George Fisher B., 1840-1931, Morgan hanesine oldukça yakın
olan Baker New York Ulusal Bankası'nın ilk kurucularından biriydi.
1907 paniği'nin atlatılması için alınan tedbirlerde Morgan'ın
otoritesini mutlak olarak kabul etti. Morgan daha sonraları oğluna
“Mr Baker olmadan başarılamazdı, herzaman üstüne düşen
fazlasıyla yaptı” demiştir (Morgan,343).
24-Hükumetin
silahları: Pound bunu iktisadi yazılarında yazmıştır: “Büyük
Morgan, iç savaşta, krediyle Washington'daki silah kurumundan
hasarlı silahları almış ve Texas'taki askeri birliğe peşin
olarak satmıştır” (SP, 171, bkz. Üstte 8. madde)
25-Ionides:
muhtemelen Luke Ionides.
26-Palladio:
Andrea P., 1518-1580, Rönensansın ihtiyaçlarına göre Roma
mimarisinin prensiplerini dönüştüren İtalyan mimar. Takip eden
sekiz dize büyük soyguncu baronların paralarını harcadıkları
ıvır zıvırı işaret ediyor.
27-AGALMA:
Grekçe. “süs” veya “heykel” ya da herhangi bir güzel nesne
28-HANNO:
M.Ö. 470 dolaylarında Cebeli Tarık boğazını geçip Fas'ın
atlantik kıyılarında yedi kent kuran Kartacalı denizci.
29-Herakles'in
sütunları: Cebeli Tarık Boğazı, o zaman bilinen dünyanın
sınırıydı.
30-
Thumiatehyon: Hanno'nun kurduğu ilk kent, Fas'ta Sebu nehrinin
ağzındaki Mehdiyye şehri.
31-Solois:
muhtemelen Fas'ta El-Beduze
32-Entha
hieron..: grekçe. “Orada bir Poseidon tapınağı var”.
33-
Karikon...: Hanno'nun kurduğu şehirler.
34-
Lixos: Hanno'nun durduğu nehir ve şimdiki El-Araiş şehri
35-
Libya yüksekleri: takriben şimdiki Cezayir.
36-Lixitae:
Lixos kıyısının halkı.
37:
Cyrne: Cerne veya Herne adası.
38-
Xrestes: Afrika'nın batı kıyılarındaki Chretes nehri.
39-Batı
Burnu: Portekiz Ginesi'nin ana limanı olan Bissau körfezi
40-Nous:
Grekçe. “zihin, idrâk, ruh.”
41-
Karxédonion...: Grekçe. “Kartacalıların Kralı.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder