4 Ocak 2014 Cumartesi

KANTO 1



I

Ve sonra gemiye gittik,


Avara ettik, doğru ilahi denize, ve


Kurduk direği ve açıldık o kara gemide,


Yükledik koyunları, ve bedenlerimiz de


Gözyaşı yüklü, ve kıçtan esen rüzgar


Taşıdı bizi ileriye şişirip yelkeni,


O siyah zülüflü ilahe Circe’nin hüneri


Sonra oturduk gemide, rüzgâr yekeyi sarsarken,


Böylece zorlu seyirle, gittik günün sonuna dek denizde


Güneş çekildi uykuya, çöktü gölge okyanusun üstüne,


En derin denizlerin geldik kıyısına böylece,


Kimmerlerin yurduna ve meskûn şehirler


Kesif sisle örtülü, açılmamış


Ne gün ışığının


Ne yıldızların parıltısıyla, ne dönüp bakarak semadan


Kapkara gece sarmış biçare insanları orada


Ters akar okyanus, geldik böylece o


Circe’nin söylediği yere


Ayin tertip ettiler burada, Perimedes ve Eurylochus,


Ve çekip belimden kılıcı


Kazdım iki adım bir çukur,


İçki sunduk ölülere,


Evvela ballı bir içki sonra tatlı şarap, su eklenmiş beyaz un


Sonra çokça yakarıp o zayıf ölünün başına,


Adadım dönünce İthaca’ya en iyi kısır davarları


Kurbanlığa, adadım bir yığın eşyayı,


Tiresias için bir koyun sadece, siyah ve dolgun


Kara kan aktı çukura,


Erebus’tan yükselip ruhlar, ölü kadavralar, gelinler


Gencecik, gün görmüş yaşlılar,


Taze gözyaşlarıyla lekeli ruhlar, çelimsiz kızlar,


Sürüyle adam, kafalar bronz mızrakla paralanmış,savaş artığı, kanlı silahlarıyla,


Üşüştüler tepeme, bağırtılar içinde,


Benzim soldu, seslendim adamlarıma daha fazla kurban diye,


Boğazlandı sürüler, bronzla kesildi koyunlar,


Yağ döktüm, yalvardım ilahlara,


Güçlü Pluto’ya, ve övdüm Proserpine’i,


Yalın kılıç,


Savadurdum fevri güçsüz ölüleri kandan uzağa,


Ta ki Tiresias’ı duyana dek


Ama önce Elpenor geldi, dostumuz Elpenor,


Gömülmemiş daha engin yeryüzüne,


Circe’nin evinde bıraktığımız azaları,


Yası tutulmamış, kabre konulmamış, zira daha acildi diğeri


Zavallı ruh. Bağırdım aceleyle


“Elpenor, nasıl geldin bu karanlık sahile?


“Yaya mı geldin, biz denizcilerden önce?”


Ağır ağır konuştu


“kör talih ve bol şarap. Uyumuştum Circe’nin ocağında


“uzun merdivenden inerken sakınmadan


Düştüm payandanın üstüne,


“koptu ensemin siniri, ruh aradı Avernus’u


“fakat sen, ey Kral, lütfen hatırla beni, yas tutulmamış, beden gömülmemiş,


“yığ silahım ne varsa, kabrim olsun bir kıyıda, üstünde


“bahtı kara bir adam, ve bir isim gelecek nesillere


“yoldaşlarımla asıldığım küreği dik başucuma”


Sonra Anticlea geldi, geri püskürttüm onu, sonra Theba’lı Tiresias,


Elinde altın âsâsı, tanıdı beni, ve önce konuşup


“ bir daha mı? Neden? Bahtsız adam,


“Bu ışıksız ölülere ve neşesiz yöreye gelmek neden?


“Çukurdan uzaklaş, kanlı meşrubatımı ver bana


“Kehanet için”


Ben de çekildim geri,


Ve kanla güçlenince, dedi “Odysseus


“döneceksin karanlık denizlere kindar Neptün yüzünden,


“kaybedeceksin tüm yoldaşları”. Sonra Anticlea geldi


Sus artık Divus, yani, bu Andreas Divus,


In officina Wecheli, 1538, Homer’den


Ve açıldı denize, Sirenlerle ve dışarıya ve uzağa


Ve Circe’ye


Venerandam,


Giritli dilinde, altın tacıyla, Aphrodite,


Cypri munimenta sortita est, neşeli, orichalchi, altın


Kuşak ve gerdanlıkla, sen kara göz kapaklarıyla


Argicida’nın altın değneğini taşıyan



Böylece






Circe: Efsanevi Aeaea adasında yaşayan büyüde mahir tanrıça. Acoetes’in kızkardeşi. Helios ve Perse’ nin kızı(Od.X,210vd.). Bilhassa seksüel regenerasyonve degenerasyonla ilişkilendirilen büyücü tanrıça. Circe, Aphrodite ve Perse-phone dişi tanrısallığın üç arketip formudur: Büyücü, sevgili, kız- Circe Titania,Kirkê,Kirkh biçiminde de adları vardır.


Kimmerlerin Yurdu: şehirleri ve ülkeleri mütemadiyen sislerle kaplı insanların ülkesi(Od.XI, 14-19).


Perimedes: Odysseus’un tayfası.


Eurylochus: Odysseus’un bir alt rütbedeki komutanı “ yüce gönüllü ve ilahi Eurylochus”. Circe’yi bulan manganın komutanı.


Ithaca: Odyssesus’un Ege Denizi’ndeki ada krallığı. Odysseus’un yıkımına destek olduğu Truva kentinin zıt-teması. Kantolar’ın epik“nostos”u (dönüş yolculuğu) bu sebeple medeniyetle egemenliğin yıkımı ile yeniden keşfi arasında polarize olmuştur.


Tiresias: Zeus’un kehanet gücü verdiği Theba’lı kahin. “Ölüyken bile aklına tamamen hakim!” Cadmus hanesi ve Theba kentini kurmakla ilişkilendirilir(Bkz. Sofokles, Ödip;Od.X,XI; Ovid,Meta. III.)


Erebus: Ruhların Hades’e giderken geçtikleri karanlık yer.


Pluto: Hades yahut cehennem Tanrısı. Hades veya Dis diye de bilinir. Kış Aylarında Persephone’ nin eşi. Yer altı madenleri, altın ve servet Tanrısı.


Proserpine: Zeus ve Demeter’in kızı. Yılın yarısını yer altı dünyasında yaşamaya lanetlenmişken Eleusis ritüelleri onu ve tüm dünyayı baharda hayata döndürür. Persephone, Flora ve Kore olarak ta bilinir.Vaktini Dis ve Demeter, ölüm ve hayatarasında bölüşür. Yer altı Persephone’si ölüm tanrıçasıdır. Persephone’nin yükselişi Büyük Eleusis anlatılarında Aphrodite’in denizden yükselişiyle ilişkilendirilir. Yılın üçte birini Persephone üçte ikisini Aphrodite ile geçiren Adonis miti ile de ilişkilidi


Elpenor: Odysseus’un en genç adamı. Odysseus Aeaea’dan ayrıldığında sarhoştu, merdivenden düşüp boynunu kırdı ve Hades’e düştü(Loeb). Nâmı kahramanın adını kayda geçirmesinden ibaret bahtsız yoldaş.


Avernus: Ezra Pound’un Andreas Divus’un infernus’unu Ovidyen tercümesi. Homer’in Hades’i, “Puteoli yakınlarında derin bir göl. Muazzam derinliği, kasvetli ormanlar ve kükürt kokuları arasındaki yeri yeraltı dünyasına götürdüğü inancı uyandırmıştır(OCD).


Anticlea: Odyssesus’un yokluğunda ölen annesi.


Altın Âsâ: Yer altı dünyasının ve Hermes’in ölen ruhları celbettiği caduceus’un anahtarı olan altın değneğin ikizi. Altın değnek Persephone’nin yeraltındaki bahçesinin yapay bitkilerindendir.


Bir daha mı?: Andreas Divus’un grek δίγονος sözcüğünü Latinceye tercümesinin Pound tercümesi, görünüşe göre Odyssey XI 92. satırdaki şimdi kabul edilen δωγενές yerine yazılmış. Divus muhtemelen yunan metnin bozuk bir Rönesans baskısını kullanıyordu. Akademik olarak düzenlenmiş metinler hala bu satırı köşeli parantez içinde bozuk satırın düzeltilmesi şeklinde gösterirler. Δίγονος ikikez doğan veya çift manasına gelirken δωγενές Zeus’tan gelen veya yukarıdaki satırda Laertes’e atfen kullanıldığı gibi genel manada asil manasındadır.(Bkz. LE,262; 48/241, 74/425, 449, 77/472; ayrıca Virgil, Aenid VI,134 vd.)(EH).


Neptün: Yunan Poseidon ile özdeşleştirilen Roma su tanrısı. Oğlu Polyphemus Odysseus ve adamlarını bir mağarada kıstırınca sarhoşken Odysseus onu kör edip kaçtı. (Od.IX, 106 vd.). İntikam için Neptün Odysseus’un eve dönmesini bütün gücü ile engellemeye uğraştı.


In officina Wecheli: Ortaçağ Latincesi “Wechelus’un ofisi”, Divus’un Paris’teki yayıncısı.


Homer: Pound’un Kantolar’da sürdürmeye uğraştığı epik geleneği başlatan yunan şair.


Sirenler: Sicilya ve Charybdis adaları yakınındaki ada sakinleri. Şarkılarıyla büyülenen gemiciler yanaşıp yok olur. Eski zamanlarda ruhları kapıp götürmeyi bekleyen kuş gövdeli kadın şeklinde tasvir edilirlerdi. Pound deniz kızı şeklinde düşünmüştür. Şarkılarındaki cazibe 79/488’de açıklığa kavuşur(“balık kuyruklar Odysseus’a dediler ki”):geçmişteki başarılara övgü. Pound Mauberley’de de alıntıladığı (Od. XII,189) satırı düşünüyor(“Truva’da olan her şeyi söyleyeceğiz sana”)(Bkz. Od. XII,39vd. 142-200).


Venerandam: Ortaçağ Latincesi, “Hürmete layık.” Georgius Dartona’nın Aphrodite’e ikinci Homer kasidesinin ortaçağ Latincesi yorumunun başı.(LE,266).


Aphrodite: Aşk, güzellik ve doğurganlık tanrıçası. Kan ve denizköpüğünden doğdu. Yunanlıların savunucusu Athena’ya karşı savaşın sonuna dek Truvalıları savundu. Adası Kıbrıs dolayısıyla Kypris, adası Cythera dolayısıyla Cytherea diye anılır. Keza Venüs, Venere ve Dione/Diona (Pervigilium Veneris’te nebatatın bahar tanrıçası Dione ve Zeus’un kızı olarak çağrılır)(bkz. SR,19-20, 39/195). Denizden doğuşu(anados) Persephone-Kore’nin Eleusis’te kutlanan yerin derinliklerinden yükselişi ve geç kanto motifinin aslı olan derinlerden yükselen “Reina” ile uyum içindedir(91/610). Kızı Aeneas Truva’nın düşmesinden sonra Odysseus gibi koruması altında yeniden arketip şehri kurmak için yola koyuldu. Kantolar’daki yolculuğu Odysseus’un bir benzeridir, ama farklı olarak dingin bir güven içinde sürer.


Cypri munimenta sortita est: Ortaçağ Latincesi, “Kıbrıs’ın tüm yüksekliklerine hakim olan”.Georgius Dartona’nın ortaçağ Latincesi yorumunun devamı(LE,266). Atıf hala Kantolar’da Kıbrıs tanrıçası olarak atıfta bulunulan Aphrodite’edir.


Orichalchi: Ortaçağ Latincesi, “bakırdan”. Bakırın Latincesi Cyprium, Kıbrıs madeni, adını Aphrodite kültünün merkezi Kıbrıs adasından alır. Aphrodite’e ikinci Homer şarkısı’nın yorumunda Georgius Dartona orichalchi kelimesini Aphrodite’ in kulak küpelerine atfen kullanır. Pound daha sonra “bakır ve şarap”rengi olarak gözlerini tarif etmek için kullanır(bkz. Yukarıda Venerandam ve Aphrodite maddeleri, 102/720 vd., 93/631, 97/675).


Altın kuşak ve gerdanlıkla, sen kara gözkapaklarıyla: Pound’un Georgius Dartona’nın” Collum autem molle,acpectora argentea/ Monilibus aueris ornabant”ı tercümesi; kara göz kapakları Dartona’nın yunan elikoblephare’yi nigras…palpebras diye tercümesinden geliyor ki yunanca sözcük genellikle “çakmak gözler” diye anlaşılan muğlak bir kelimedir.


Argicida’nın altın değneğini taşıyan: Aphrodite’e ilk şarkı’nın tercümesinde Georgius Dartona’nın habens auream virgam Argicida’yı Pound’un yanlış tercüme etmesi(v.117) Şarkı’da Aphrodite chrusôrrapis Argeîphôntes; yani altın değnek yahut âsâlı Argeiphontes (Argos canavarı, Hermes’in lakabı) tarafından kaçırıldığını ima eder. Dartona Argeiphontes’i Merkür’ün lakabı olan ve yine Argos canavarı anlamındaki Argicida ile karşılar. Altın değnek sonra Hades’e inmek için Proserpine’e sunmak isteyen Aeneas ile ilişkilendirilmiştir(Aeneid VI); keza daha sonra Roma’nın güneyinde(şimdi Nemi olarak bilinen) koruluk ve bir gölden ibaret olan Aricia’nın altın değneği şeklinde Diana Nemorensis (Koruluğun Diana’sı)ile ilişkili olarak yeniden ortaya çıkar.


Argicida: Latince, “Yunan canavarı”, yunanca ‘Argeiphontes’. Aphrodite’in ve bilhassa Aeneas’ın yunanlılara ve Odysseus’a karşı Truvalılara olan desteğine atıf. Bu lakap Aphrodite’in ölüm tanrıçası Persephone ile ilişkilendirildiğini gösteriyor.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Taşlıcalı Yahyâ Beğ’in Şehzâde Mustafa Mersiyesi Herhalde Erzurum’da iken aldım Ahmet Atilla Şentürk Bey’in Osmanlı Şiiri Antolojis...